BARIŞ VE KARDEŞLİĞE HASRET TÜRKİYEM

Durmadan geçiyor zaman. Anlar, saniyeler, dakikalar, saatler,günler, aylar ve yıllar. Farklı etnik kimliklerin her dilde insanın birlikte nice yıllardır beraber yaşayan  büyük Türk milleti. Sözlerime başlamadan önce hepinizi sevgi ve saygılarımla selamlıyorum. Bildiğiniz üzere dünyayı etkisi altına alan salgın hastalıkla mücadele içindeyiz. Devlet ve millet olarak zor bir sınav vermekteyiz. Ne garip değilmi? Hiç beklenmiyordu. Geziyorduk, eğleniyorduk, çalışıyorduk. Yaz tatilleri, kış tatilleri hayat nede güzeldi.

Rekabetin doğurduğu heyecan dolu süper lig maçları, siyasetçilerimizin birbirlerine sataştığı, ideolojik probagandanın toplumu kutuplaştırdığı, ayrıştırdığı bir dönem. Çinden başlayıp dünyayı etkisi altına alan küresel koronavirüs salgını ile birlikte şoka uğramış insanlık olarak, yeni talepler ortaya çıkarmışızdır. İçi boşaltılmış ve yamayla kurtulamayacak emperyalist, kapitalist düzenin yıkılışı ile de büyük bir sevinç içerisinde olduğumuzuda belirmek isteriz. 


Bir yandan hastalıkla mücadele, bir yandan ekonomik çarkların çalıştırılması için iki arada bir derede kalmış devletler. Tabiki biz biraz ülke içinde kalacağız bu yazıyı yazarken. Yukarıda belirttiğim gibi zor bir sınav vermekteyiz. Biraz sonra anlatacaklarım bu milletin asıl talepleridir. Öncelikle tespitimizi yapalım ve daha sonra görüş ve önerilerimizle devam edelim. 


Öncelikle şöyle bir siyaset kurumumuzu ele alalım isterseniz. Siyaset kurumu devletimizin yürütme kurumudur ve halka hizmet için halkın sorunlarını dile getirip çözüm üreten bir kurumdur. Fakat ne yazıkki ülkemizde bir siyasal kriz yaşanmaktadır ve bu kriz toplumu olumsuz etkilemektedir. Kendimi bildim bileli siyasetin içindeyim. Daha 12 13 yaşlarımda arkadaşlarım sokaklarda futbol oynayıp bisikletle gezip, internet kafelerde oyun oynarken ben herangi bir siyasi partide görev almamama rağmen Türkiye ve Dünya siyasetini yakından takip edip, yakın bir arkadaşım ile sürekli tartışıp görüşlerimi dile getiriyordum.

İhtilaller, darbeler, muhtıralar derken acı tarihimizle büyüdüm. Yukarıda belirttiğim üzere bir salgınla mücadele içindeyiz. Bu mücadeleyi ancak birlikte hareket ederek aşabiliriz. Fakat bu  birlikteliği sağlarken kriz içerisinde olan siyaset ve hizmet üretemeyen iktidar ve muhalafetin beceriksizliğini millet olarak şikayet ettğimizi de belirtmek isterim. Biz muhalafete partilerinden isteklerimizi, taleplerimizi iktidara anlatsın çözümler üretsin diye beklerken, muhalefet partilerinin safsatadan, yalan ve iftira ortaya karışık salatadan ibaret trajikomik beceriksizliğini ve gündem değiştirmek adına sorunlarımızı örtmek, perdelemek için hakikatinden uzak durmalarına kızıyoruz.

Aynı şekilde iktidarında bu siyasal  krizden payını aldığıda kuşkusuz açıktır. İktidar da aynı şekilde muhalefet gibi şikayet ediyor ve  sorunları çözmek yerine sorunlardan şikayet ediyor. Gülermisin ağlarmsın.
Oysaki siyaset kurumu halka hizmet etme aracıdır. Sizleden beklediğimiz miletin derdine derman olmaktır. Bırakın suni gündemler oluşturarak hakikatin ve gerçekliğin üzerini kapatmayı. Bırakın ideolojik bağlamlar üzerinden etnik kimlikler üzerinden, dini değerler üzerinden siyasal misyon oluşturmayı ve birilerine ideoloji dayatmayı. Bu milleti aldatmayın.

ARTIK BU MİLLETİN YAKASINI BIRAKIN.

Freni patlamış kamyon gibi uçuruma sürüklenmiş gidiyoruz. işsizlik, yoksulluk, küresel salgının getirdiği sosyo-ekonomik, sosyo-kültürel siyasal krizin derin sorunlarını endişe verici bir şekilde izliyoruz ve görüyoruz. Bıçak kemiğe dayanmıştır ve siyaset kurumu yoldan çıkmıştır. Hergün birilerinin terosrist, vatan haini veya iktidar yalakası ilan edilği ve kutuplarına çekilmiş, mahallelere ayrılmış birlik ve bütünlüğünden ayrıştırılmış, yalan ve iftira üzerine kurulu bir hal almıştır..
Bundan sonra yapılması gereken ideolojik bağlamlardan uzak hizmete dayalı proje ve daha iyisini ben yaparım anlayılı içerisinde halkın sorunlarını gündeme almaktır. Kimse kimsenin düşmanı değildir bizler hizmet yolunda rakibiz anlayışı içerisinde rekabet etmektir. Toplumsal barış ve kardeşliğin her kesimiyle birleştirici ve bütünleştirici adımların atılmasıyla topmlumsal huzurun yeniden iğleştirilmesidir. Suni gündemler yerine asıl sorunları dile getirip çözüme kavuşturmaktır.

sık sık bir araya gelerek dialog içerisinde siyasi erdem duygusunun ahlaklı siyasetin oluşmasındaki adımların atılmasıdır. Aksi takdirde terorize edilmiş kutuplar üzerinden anarşi, işsizlik, yoksulluk yüzünden intihar, başkaldırı, suç oranlarının artışı ve daha niceleriyle toplumsal kaos ve bu kaosun ekonomik etkileyle  devletin zaafiyete uğraması ile dış güçlerin bu zaafiten yararlanarak sokakları ateşe verip işgale kalkışmasıyla statükonun değiştirilmesine kadar gidecek toplumsal bir kaos kaçınılmaz olacaktır. Bu uyarıyı yapıp sözlerime son verirken hepinizi allaha emanet ediyor aziz milletimizi bir kez daha sevgi ve saygıyla selamlıyorum..


                                                                            YUNUS KAÇMAZER.    

YORUM EKLE