Hasan Akgün koca ilçeyi tek başına yönetiyor.
Tek başına karar alıyor.
Tek başına uyguluyor.
Tek başına kendisini koca ilçenin sahibi gibi görüyor.
Zira ona göre doğru olan şudur; ben belediye başkanı adayı oldum ve kazandım. Halk bana yetki verdi ne istersem yaparım!
Oysa etik olan, doğru olan, gerçekçi olan, makul olan da şu olmalıdır; siz herhangi bir siyasi partinin adayı olabilirsiniz, seçimleri büyük bir farkla da kazanabilirsiniz, ancak; size oy vermeyen azınlığın da, Büyükçekmece’de yaşayan her bir bireyin de, her bir fertin de hakkını düşünmek ve korumak zorundasınız.
Tıpkı her seçimden seçime Cumhuriyet Halk Partisi’ni sadece ve sadece seçim flaması, logosu gibi kullanarak daha sonra partinin ilçedeki etkinliklerine katılmayan, en son ilçe kongresinde istediği liste gerçekleşmedi diye kongreye gidecek otobüsleri iptal eden, yemeği iptal eden, yönettiği belediyede hiçbir CHP’liye iş, aş imkanı tanımayan, ‘ben yaptım, ben kazandım, ben hangi partiden aday olursam olayım yine kazanırım’ diye düşünen bir zihniyet yıllardır Büyükçekmece’yi yöneten ve ilçenin kaderini elinde tutan zihniyettir.
Büyükçekmece son 30 yıldır aynı zihniyete ve aynı ekibe teslim olma kaderini yaşıyor.
2019’da neler olacak göreceğiz.
CHP bu seçimlerde çok daha radikal kararlar almayı amaçlıyor. Halka yakın olan, halkın onay vereceği, CHP GenelMerkezini değil, halkı ikna edenlerin aday olacağını açıklıyor. Şayet Akgün bu kriterleri de geçer yine aday olur ve yine seçimleri kazanırsa demek ki bizim insanımız; ‘ben yaptım, ben ettim, ben başardım’ diyenleri kısaca BİZ değil, BEN diyenleri daha çok tercih ediyor diyeceğiz ve susacağız…