AZGIN YÖNETİCİLERİN AKIBETİ HÜSRANDIR

Siyasette, bürokraside makam işgal edenler, (görevlerini hakkı ile icra edenler müstesna) azıp, kuduranlar, istismar, ihtişam ve israf içerisinde yaşayanlar, istisna kabul etmez ölçütleri, ahlaki unsurlar barındırmaz değerleri; makam, şöhret, para, servet, haz, şehvet ve zevk olanlar, helal, haram gözetmeyenler, nefislerini kendilerine put edinenler, meşru, gayrimeşru kısasları dikkate almayanlar, mütedeyyin, muhafazakar ve yönetimlerinde himaye ettikleri halklara, kaynaklarını tüketmeleri, haklarını gasp etmeleri sebebiyle aklın sınırlarını zorlayacak boyutlarda zulmü ve istismarı reva görenler, yeter artık! Yeryüzünü günahlarınızın pisliği ile doldurdunuz. Uğuruna ebedi hayatlarınızı mahvettiniz mülkler, Allah’ındır. Allah (C.c) ise mülkünde zulme rıza göstermez. Azgınlıklarınız sabrın doruklarını aştığı için, bilinki sonlarınız çok ama çok acı olacak.

 Allah hidayete erersiniz diye, siz zalimlere mühlet verir, siz ise yaptıklarınızın yanınıza kâr kaldığı handikapı ile inat edip, ısrarla zulme devam edersiniz. Hidayetinizin önüne kurduğunuz o inat duvarlarını Rabb-ul Rahman El-Kahhar isminin tecellisi ile başınıza yıkacaktır. Kuran-ı azimuşşan’ı açıp, baksaydınız bir kere, görecektiniz ki; inançsız, istismarda ve azgınlık da inatçı yöneticiler ve şakşakçılarının acınası hallerinden bir çok ayeti kerime de yer verilmiş. Tereddütümüz odur ki sizin bu Zulmünüz ve yandaşlarınızın yapılan zulmü menfaatleri sebebiyle, sıradanlaştıran, yılışık yağcılıklarından dolayı,  Allah sizinle birlikte toplumumuzu da azaba uğratacağıdır.
Makamların vermiş olduğu güçle milletin bütçelerini domuz gibi sömürüp semirenler, hortumlayanlar, çalanlar, çırpanlar, milletin malına tüyü bitmemiş yetimin hakkına olan bu tamahkarlığınız, hiçbir suretle yanınıza kar kalmaz.

Kudururcasına  nefislerinize köle  oluşunuz, dini inançları, değerleri  istismar edişiniz,  ayetleri yalanlarıcasına yaşayışınız, karşınıza; kendinize put edindiklerinize zerre ehemmiyet vermeyen yiğitler çıktığında, arşa karşı hırlayışınız, edindiğiniz haksız kazançlarla, sahip olduğunuz servetlerle kendinizi güvende his edişiniz, ansızın azap gelip sizi bulduğunda son bulacak. Şaşırıp kalacaksınız, bu şaşkınlıkla cehennemin dibini bulduğunuzda keşke diyeceksiniz, lakin her şey için çok geç olacak.

Siyasi ve bürokrasi hiyerarşisi içerisinde bazı kardeşler; bu  zalimlerin yolunu takip eder,  taklide kalkar, yaptıklarını örtbas etmek üzere yılışık ve acınası bir şekilde menfaatten faydalanma olasılığı üzere, şakşakçılık yaparlar ki; onlara hiçbir faydaları olmaz. Kardeşler zalime özenilmez, makam ve mevkilerin gölgesinde, şehvet, servet ve azgınlığa  imrenmeyiniz. Menfaat için taklit yapacağınıza, Allah celle celalühu için hakkı hakkaniyetle tatbik ediniz, zira dünya riyakarlık yeri değil ahiretin tarlası niteliğindedir.

Düşününki bir felaket gelip, bizleri bulursa, tepemizde gök çökerse, kim kendini kurtarabilecek? Allah’tan başka kurtarıcı var mıdır? Bizim, muhafazakar ve mütedeyyin bireyler olarak yapmamız gereken, Allah’ın hıfz-u himayesine girmek için uğraşmaktır. Onun (c.c) Hafız ismine sığınarak, kendimizi emniyete almak kendi hayramıza olacaktır.

Bizlerin millet olarak bir mesuliyeti var, azgınlığın hat-u safada olduğu 21. yüzyılda öz yurdumuz, ana vatanımızda siyasette, bürokraside, sosyal hayatta azgın, densiz ve dinsizleri desteklememeliyiz. Nitekim Allah Azze ve Celle yeryüzünü fesat arenasına çeviren zalimlerin desteklenmesine rıza göstermez. Okuduğumuz gazeteler, seyrettiğimiz televizyon kanalları, dinlediğimiz radyolar, oyumuzu verdiğimiz partiler, unutmayın ki hidayetimize vesile olmazlar, lakin lanet halkasının boyunlarımıza geçmesine sebep olabilirler. Bunu idrak edip, hayatlarımızda tatbik ettiğimiz  an, kurtuluş yolunu gösteren ışığı bulmuş olacağız.

Araştırmacı/Yazar 
Memet Raşit KILIÇ…           

YORUM EKLE