BAĞINI SORMADAN YEDİĞİN ÜZÜM BOĞAZINDA KALIR

Üzümünü ye bağını sorma diyor gafil. Nasıl olacak peki? bizi yoktan var eden Allah Azze ve Celle, bize Kuran-ı Azimuşşan ile hitap ederken, demiyor mu sizin için en hayırlı olan uğruna ter akıttıklarınızdır diye? Demiyor mu bize, Allah haramdan şifa vermez, necasetle sulanan ağaç helal meyve vermez diye? Başkasının uğruna emek verip, ter akıttığı  Üzüm’ü yiyip, nereden geldiğini sormamak Allah’tan reva mıdır? Bu aklın sahibi şeytani stratejistler; bu gayri ahlaki söylemle amaçladıkları şey, istedikleri şekliyle söylüyorum. Diyorlar ki zina yapabilirsin, günahını düşünmene gerek yok.

Hırsızlıkla istediğini çalabilirsin, hesabını verme kaygısına düşmene gerek yok. Kul hakkı yiyebilirsin, karşılığını düşünmene gerek yok. Başkasının canına kast edebilirsin, aynısıyla mukabele göreceğinle kafanı yormana gerek yok. Her türlü duyguyu, değeri, inancı istismar edebilirsin, bunun için vicdan yapmana gerek yok. Bu yanlış yönlendirmenin, bu hayâsızca ekilen nifak tohumu‘nun  asli amacı, kendini toplumdan ve değerlerinden üstün gören bir elitist kesimin, kendi menfaatlerini kaim kılabilmek adına toplum tarafından benimsenen ata tecrübeleri ile vücut bulan atasözlerini tahrip etmek suretiyle Uydurma bir sözü kendilerine kılıf etmekten ibarettir. Her kesin idrak etmesi üzere şu şekilde amaçlarını detaylandırıp ifşa etmekte yarar görüyorum.

Mesela bu hastalıklı ruh hali sahibi bireyler, bir belediye Başkanlığı makamında milletin vergileriyle sağlanan, toplanan, bir arada bulunan vergileri kendi menfaatlerine, aile bireyleri menfaatlerinin ve yandaşlarının menfaatlerini kullanabilmeleri adına ve bu bütçeler üzerinde sebep oldukları yıkımın israfın birileri tarafından sorgulanıp, hesabının sorulmaması, dolayısıyla bu şahısların ellerinin altındaki bu devasa menfaatlerin son bulmaması adına yapmış oldukları gayri ahlaki soygunları millet nezdinde anlaşılabilir kılmaktır. Lakin unuttukları bir şey var. Efendiler ölüm var, ölümden sonra dirilmek, akabinde mahkemelerin en büyüğü olan mahkeme-i Kübra da yargılanıp, kılı bile tartan mizan terazisi nde yapmış olduklarının değerlendirildiği, İlahi adeletin tecellisi sebebi ile yaptıklarınızın hesabını vereceksiniz. Allah kuran-ı Azimuşan’da beyan ediyor. Bakara süresi-188: "Aranızda birbirinizin mallarını haksız yere yemeyin. İnsanların mallarından bir kısmını bile bile günaha girerek yemek için onları hakimlere (rüşvet olarak) vermeyin.” Uyarıyorum: Haksız kazancınızı yedirdiğiniz gözünüzden sakındığınız ciğer pareleriniz, evlatlarınız, bu sebeple ahiretinize kapısı açık günah deryanız olacak ve o mazlumların felaketlerine sebep olacaksınız.


Kutsi inancımız din-i Mübin-i İslam gereği biliyoruz, hiçbir şey yoktur ki; iyilik ya da kötülük bu dünyada karşılığını bulmadan, öbür dünyaya intikal ettirilsin. biz bu realiteyle düşünüyoruz. Bütün milletimizi bu dini değerlerimizi örf ve ananelerimizi, menfaat elde etmeleri üzere bir kesimin istismar etmesine karşı, uyanık ve dikkatli olmaya davet ediyoruz. Bu hayasız projelerin Allah ‘tan Korkmaz, kuldan utanmaz müsebbipleri, kendi menfaatlerini temin edebilmek adına, koca bir toplumu ateşe ve yok olmaya sürüklüyorlar.
Unutmayın ki; bağını sormadan yiyeceğimiz üzümün sahibi mutlak suretle hakkını bizlerden alacak, bizler aldatılıp, istismar edilmişliğin mahcubiyetini yaşayacağız. Aman deyim kardeşlerim biz bu Ayeti Kerime ışığında yaşayıp, doğru yolda varlık mücadelesi verelim İnşaAllah…
De ki, "Baksanıza, Allah sizin için nice rızıklar indirdi, siz onlardan bir kısmını haram, bir kısmını helâl yaptınız". De ki, "Size Allah mı izin verdi, yoksa siz Allah'a iftira mı ediyorsunuz?" (YUNUS/59) 

Araştırmacı/Yazar
Memet Raşit KILIÇ...

YORUM EKLE