DİJİTAL ÇAĞDA MANA

Dijital çağ siyasi ve coğrafi sınırları olmayan yer çekimsiz ve merkeziyetsiz insan toplulukları yaratmıştır. Endüstri 0,4 ve yeni hazırlandığımız endüstri 0,5 ile hızla gelişen teknoloji toplumları mektup çağından bilgisayar çağına, daha sonra ileri teknolojik gelişmeler ışığında akıllı cep telefonları çağına ilerletmiştir. 


Teknoloji Sosyolojiyi Değiştirirmi?
Teknoloji Sosyolojiyi Değiştirir. Bununla kalmayıp psikoloji ve davranış biçimini bile etkilemektedir. Bunun en büyük örneği bir zamanlar özlemle beklenen kokulu mektupların anlamının günümüzde bir görüntülü arama ile ne kadar sıradanlaştığı ve duygusuzlaştığıdır. Bir zamanlar gözyaşları içinde yazılan ve kokular sürülerek yazılan ve gelecek cevabı hasret ve özlemle bekleyen insanoğlu, bu günlerde WhatsApp, Instagram, Twitter vs gibi sosyal medya; Sesli ve görüntülü bir telefon konuşmasının veya mesajlaşmasının duygusuz, anlamsız bir “selam merhabasına” kalmıştır. Bir zamanlar develer ve atlar üzerinde aylarca katedilen yolların yorgun sabrının vuslata ulaşma telaşının, iki üç saatlik bir uçak seyahati veya 1 günlük bir karayolu yolcuğunun hesapsız, sabırsız, anlamsız ve duygusuz konforuna dönüşmesi. İnsanoğlunun nasıl bir psiko-sosyojik bir dönüşüm içerisinde olduğunun bir başka örneği değil de nedir ?


Unutulmamalıdır ki insan yaradılışı itibariyle “Robot” değil “Ruhtur.”
İnsan sadece etten ve kemikten yaratılmamıştır. Burada değinmek istediğimiz fiziki, biyolojik veya teknik bir açıklama değildir. İnsanoğlu aklı ve duygularıyla bir bütün olarak eksiksiz ve noksansız olarak olarak Allah tarafından yaratılmıştır. Bize bu dünya hayatını ve imtihanını, güzelliklerini bahşeden rabbime hamdolsun.
Bu duygular sevgi, merhamet, şefkat, öfke, nefret, özlem, mutluluk vs ne eklerseniz ekleyin insanın iç dünyasının gıdalarıdır. İnsanı insan yapandır.
Evet değerli okurlarım bir yazımın daha sonuna gelirken şunları belirtmek isterim. 21.yy dijital dünya düzenin, maddeciliğin sahte cazibesi içerisinde kendi anlamını, manasını ve ruhunun derinliklerinde ki varoluş sebebini kaybetmiş ve kendisini bile tanımayan psiko-sosyojik bir tehditle karşı karşıyayız. Burada değinmek istediğim körü körüne bir teknoloji düşmanlığı değildir. Evet Teknolojinin faydalarından yararlanalım. Ama bize getirmiş olduğu ve getireceği dijital kölelik ve duygusuz, manasız ve anlamsız robotlaştırılmış “Nötr İnsan” projesinin bir tarafı ve kölesi olmayalım. Bu hususta buradan Milli Eğitim, Kültür ve Turizm, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız başta olmak üzere, Diyanet işleri başkanlığımıza da bir çağrıda bulunmak ve tenkit etmek isterim. Bu konular hakkında üniversitelerimiz ve aydınlarımız tarafından düzenlenecek çalıştaylar ve konferanslarla çeşitli alanlarda ele alınması ve önlem alınması gereken büyük bir kültürel tehditle karşı karşıyayız. Bu tehdit bertaraf edilmediği taktirde gelecek nesillerimizi kurtaramaz sağlıklı bir toplum oluşturamayız. Bakınız Allah korusun toprak kaybedebiliriz. Savaşır tekrar alabiliriz. Ekonomimiz kötü olur para kaybedebiliriz. Milletçe çalışır ekonomimizi düzeltebiliriz. Ama bir nesli kaybedersek bir daha geri getiremeyiz. Bu konunun milli güvenlik tehdidi olarak ele alınması kaçınılamaz bir gerçektir.

Saygılarımla...

YORUM EKLE