Geçtiğimiz günlerde kendini Müslüman Türk toplumunun ahlaki değerlerini ve yapısını asimile ve bozmak üzere programlı bir şekilde sanat adı altında Film ve eylemlere adayan ve bu suretle sanatçı ismini alan, İsmini dahi anmaktan imtina ettiğim Hülya Avşar’ın Müslüman çocukları için cennetlerinin anahtarı olan annelerine, ayrıca hemcinsleri olmasına rağmen, öcü diye hitap etmesi vicdanları yaralamıştır. Yıllarca kılık kıyafet ve başörtü sebebiyle çeşitli otoritelerce kendilerine zulüm edilmiş, üvey evlat muamelesi gösterilmiş ve Hamdolsun Müslüman Türk milletinin sabır ve istikamet üzerinde bulunması üzere artık gündem olmaktan çıkmış başörtüsüne, iffetten yoksun bu iffetsizce Saldırı ancak söyleyenin kendisine iade edilecek türden bir nefret dilidir. İşlediği bu insanlık suçu sebebi ile kendisini kınıyor ve İslama Müslümana ve insanlığa düşmanlığı sebebiyle hak ettiğini yaşamasını ve insanlığın dünya gözüyle buna şahit olmasını temenni ediyorum. Ne kadar manidar değil mi? Hiçbir kadın Hakları örgütü bu nefret dilini kınamadı. Tesettürle alakalı birden çok ayet ve hadis varken örtünmenin Allah’ın emri olduğunu idrak etmeyip, Allah’ın emrini icra etmeye çalışan insanlara bu şekilde nefret kusmak bu eylemi icra edenin Eşref-i mahluk sıfatını Yitirmiş olup, mahluk sıfatı aldığına delalet eder.
Allah Azze ve Celle bu hususta ayeti kerime de şöyle buyuruyor:
"Mümin kadınlara da şöyle: Gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. Zinet yerlerini açmasınlar. Bunlardan kendiliğinden görünen kısmı müstesnadır. Baş örtülerini yakalarının üstüne koysunlar. Zinet yerlerini kendi kocalarından, babalarından, kocalarının babalarından, oğullarından, kocalarının oğullarından, kendi erkek kardeşlerinden, kendi kardeşlerinin oğullarından, kız kardeşlerinin oğullarından, kendi kadınlarından, kölelerinden, erkeklik duygusu kalmayan hizmetçilerden veya henüz kadınların gizli yerlerine muttali olmayan çocuklardan başkasına göstermesinler. Gizleyecekleri zinetleri bilinsin diye ayaklarını da vurmasınlar. Ey müminler! Hepiniz Allah'a tövbe edin. Böylece korktuğunuzdan emin umduğunuza nail olasınız." (Nûr, 24/31).
Bu durumda yapılması gereken iki şey var Türk milletine düşen görev dinine ve dininin gereklerine saldıran sanatçı kisvesine bürünüp bu hakareti yapmaya kendini müstahak gören bu şahsa destek vermeyip boykot etmek. İkincisi ise Türkiye Cumhuriyet’i Devletinin yargı mensuplarına Düşen görev bu şahsın nefret suçu işlediği aşikardır. Bu sebeple şahsın '13 Mart 2014'te yürürlüğe giren, 6529 sayılı Kanunun 122. Maddesi gereği, 'nefret ve ayırımcılık' isnadı ile ayrımcılık suçu işlediği üzere bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanıp işlemiş olduğu nefret suçu sebebiyle cezalandırılması benzeri bir saldırının hayata geçirmesini engelleyecektir.
Araştırmacı/Yazar
Memet Raşit KILIÇ…
HÜLYA AVŞAR VE NEFRET SUÇU
- 26 Haziran 2020, 08:54
YORUM EKLE
Yorumunuz Onaylanmak Üzere Gönderildi