PARAYI VEREN DÜDÜĞÜ ÇALAR! DEYİMİ

Emperyalizmin küfürlü beyinleri, nasıl da işlerine gelince kendilerine yarayan ancak; muhafazakar ve müteddeyin anlayışta hiçbir karşılığı olmayan ve hatta insanlığın ar sebebi adlettikleri  deyimleri, cımbızla seçip milletin dini inancı ve değerlerini tahrip etmek üzere bilinci altlarına nakş etmeyi misyon edinmişler? Bütün inananları, müminleri kardeş kılan din-i mümin-i  İslam’ın paylaşmayı; sadaka, zekat ve fitre olmak üzere çeşitli şekillerde emir etmiş olmasına rağmen, nifak tohumu ekmek üzere, gayri ahlaki bir şekilde elde ettikleri  parayı, kendilerine tanrılaştırıp, imkanlarını gasp etmeleri sebebi ile, parası olmayanı ölüme ve perişanlığa sevk ediyorlar. Dikkatlerinizi celb etmek üzere belirmek istiyorum: Bu ahlaksız, insan ve İslam düşmanı taasubun savunucusu ve mimarları genelde emanetçi konumunda bulunan belediye başkanları, bürokratlar ve büyük sermaye sahibi tüzel kişilikler arasından çıkmaktadır. Amaç ise tartışmasız bir şekilde şudur: Zengin ve fakir arasında bir birlerine karşı mesuliyetlerini unutturup, güçlü ve zengin olanın istediğine erişebileceğini, her türlü hayasız ve ahlaksız isteğini kontrol ettiği mütçe sebebi ile hak ettiğini, buna karşı, fakir olanın ise etkisiz kalması gerektiğini hakkı olanı talep etmemesini gaye edinirler.

Oysaki Allah Azze be Celle Kuran-ı Azimuşşan da hükmederek diyor ki: Ve onlara: “Size Allah’ın rızık olarak verdiklerinden infak edin” denildiği zaman, o inkar edenler iman edenlere dediler ki: “Allah’ın, eğer dilemiş olsaydı yedireceği kimseyi biz mi yedirecek mişiz? Gerçekten siz, apaçık bir şaşkınlık içindesiniz.” (Yasin 47). Allah işte bu müslümanların arasını meta ile açıp kapitalizme köle etmek üzere bu deyimlerle hükmetmek isteyen gafilleri bu şekilde tanımlıyor.

Akabinde emrediyor: Sana neyi infak edeceklerini sorarlar. De ki: “Hayır olarak infak edeceğiniz şey, anne-babaya, yakınlara, yetimlere, yoksullara ve yolda kalmışadır. Hayır olarak her ne yaparsanız, Allah onu şüphesiz bilir.” (Bakara 215)
Mallarını Allah yolunda infak edenler, sonra infak ettikleri şeyin peşinden başa kakmayan ve eziyet vermeyenlerin ecirleri Rableri Katındadır, onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır. (Bakara 262)

Alemlere Rahmet Peygamber Efendimiz Nur Muhammed Mustafa (s.a.v)  hadisi şeriflerinde varlıklı müslümanın fakir ve miskin insanlara karşı sorumluluğunu bizlere bildirmek üzere diyor ki:
Kıyamet gününde, fakirlerden dolayı zenginlerin vay hâline! Çünkü onlar şöyle diyecekler: “Ey Rabbimiz! Bu zenginler bize haksızlık ettiler. Senin, bizim için onlara farz kıldığın hakkımızı vermediler.” Allah teâlâ da şöyle diyecektir: “izzetim ve Celâlim hakkı için, sizi yaklaştıracağım, onları uzaklaştıracağım.” (Taberânî)

Şimdi ben aciz bir kardeşiniz olarak istirham ediyorum lütfen bizleri yoktan var edip rızıklandıran ve dünyayı bizlere güvenli yurt kılan Malik-ül Mülk olan Rabimizin emirlerine uyarak, kendi dünya saadetleri ve kirli emelleri uğruna, yüz yıllarca İslamın Şerefli sancağına bekçilik etmiş Necip Milletimizi ayrıştırmak üzere, uydurulan, kapitalizmin küflü beyinlerinin eseri salvolara kulak vermeyelim. Hala geç sayılmaz bakın Zül Celal-i Vel İkram olan rabim müjdeliyor:
Şüphesiz ki sadaka veren erkeklerle sadaka veren kadınlar ve ALLAH’a güzel bir borç verenler var ya, (verdikleri) onlara kat kat ödenir. Ayrıca onlara çok değerli bir mükafat da vardır. (Hadid 18)
Başbaşa konuşmanızdan önce sadakalar vermekten çekindiniz mi? Bunu yapmadığınıza ve ALLAH da, sizi affettiğine göre artık namazı kılın, zekatı verin, ALLAH’a ve Resul’üne itaat edin. ALLAH bütün yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır. (Mücadele 13)

Örneklerle paylaştığımız ayet ve hadisler ışığında El- Adl olan Allah’ın ipine tutunursak, birliğimizin vermiş olduğu kuvvetle inanıyorum Aziz olan Allah (c.c)’lü bizi mahçup etmeyecektir. BiİzniAllah.

Araştırmacı/Yazar
Memet Raşit KILIÇ…

YORUM EKLE