Dini sosyal hayatın dışında tutmak, insanlığın menfaatine bir eylem değil, insanlığa ve Allah’a ihanettir. Din insan hayatına dahil olduğu gün itibari ile insanların hayatını, vicdan ve inançlarını kapsadığı gibi sosyal ekonomik ve politik yönlerini de kapsar ve düzenler. Toplumları heva ve hevesatı uğruna kandırmaya ve onların hayatlarını, kazanımlarını, tahakküm altında tutmayı kendilerine misyon edinmiş çağdaş emperyalist cahiller, insanları dinin, insanın vicdan ve inançlarının dışında hiçbir yere sahip olmadığını ve kanunlarda baz alınma yetkisinin bulunmadığına ikna etmeye çalışır.
İkna edemediklerini de onlardanmış gibi görünerek istismar etmek suretiyle şeytani emellerine ulaşmayı hedefler. Allah’ın hükümleri ki, geçmiş ve geleceğe ışık tutar, bu hükümleri, insanları kandırmak, Şehvani otorite ve iktidarlarını kendilerince daim kılmak adına, eski ve ortaçağın karanlıkları arasında aidiyet bağları kurup, bilimsel ilerlemenin, Allah’ın nizamından uzak olmakla kaim olabileceği yalanını, zihinlere işlemişlerdir. Uyarı niteliğinde dillendirdiğimiz gerçek söylemlerin insanlar üzerindeki etkisinin istenilen boyutlara ulaşmadığı beyanımızın gerekçesi budur. Müslüman’nın birincil vazifesi dikkatli olmasıdır.
Dikkat edilecek olunursa: Tarih boyunca hak ve batıl daima iç içe yaşamış ve adeta birbirlerini takip etmişlerdir. Rabb-ul Rahman’ın peygamberler vasıtası ile insanlara vahiy yoluyla hitap ettiğinde, insanlar, hayatlarını hidayete ererek düzenlediler. Aynı dönemlerde ve farklı zamanlarda anlık gelişmelerle cehalete geri dönüp, irtidat ettiler. Hak ve batıl bu denli iç içe geçmişken, istismar nedenli kaçınılmaz olur, bir düşünün. İdrakı açık olmakla mükellef bir ümmet olduğumuzu unutmamalıyız.
Nitekim kişi aklından mesuldür. Biz bugün, bu Allah’tan korkmaz, kuldan utanmazları Hz. Şuayb’ın (as)’mın kavmine sabit ve değişmeyen inanç manzumesi niteliğinde, inanç ve hükümler mesajı olan (Araf,85,86) ile davette bulmuyoruz, umulur ki hak yoluna girerler.
Allah yolundan alıkoyarak, her yolun çeşme başını tutup oturmayınız…
Menfaatlerden faydalanma olasılığı üzere, batılı ve batılın savunucusu, uygulayıcısı olan elitist zümrenin, sebep olduğu tahribatı görmezden gelen, her ihanetine alkış tutarak meşrulaşmasına vesile olan, şakşakçı güruh; mesuliyetiniz, vebaliniz büyük, batıla, zalime yardım ve yataklık yapmanız hasebiyle, mahkeme-i Kübra’da Mizan terazisi kurulduğunda, uğruna Allah’ı kendinize düşman edindiğiniz menfaatleriniz sizi kurtaramayacaktır. Değişmeyen sabit inanç manzumesi şudur.
“ Allah’a kulluk edin, sizin ondan başka İlahınız yoktur” vesselam…
Araştırmacı/Yazar
Memet Raşit KILIÇ.
fatih batur 4 Yıl Önce
tebrik ederim çok güzel açıklamışsınız Allah bu hayinlerden hakkımızı sorsun inşAllah sizin yazılarınızı sabırsızlıkla takip ediyorum. başarılar diliyorum.