Kategoriler

COVİT-19 PANDEMİ’Sİ TESADÜF MÜ, TEVAFUK MU?..

2019 yılı içerisinde, dünya devletleri ve halkları basit usüllerle, teknolojinin sağladığı özgüven ve güç sarhoşluğu sebebiyle, menfi hayaller ve planlar kuruyorken, 2019 yılının sonu 2020 yılının başından itibaren gözle görülmeyen bir mikrobun; COVID-19 insanlığa tarifsiz acılar yaşatması pahasına, son teknoloji ürünü, silah ve orduları ile kibirlenen, birbirleriyle aşık atan, güç odağı Dünya devletlerini ve vurdumduymaz halkları, duçar ettiği acziyete, şahit oluyoruz.

Aslında meta ve maddenin gözümüze indirdiği perde sebebiyle, hatırlanması işimize gelmeyen, hakkın ve hakikatin karşısında ne kadar da çaresiz ve aciziz. Son teknoloji ürünü silahlarımız, böbürlendiğimiz ekonomimize rağmen değil mi? Ben derim ki Pandemi ile mücadele etmek üzere dünya devletlerinin ve ülkemizin mutabık kaldığı tedbirler gereği, sokağa çıkma yasakları kapsamında vicdanlarımızla baş, başa kaldığımız zaman dilimlerinde, İlahi adaletin tecellisi diye adletiğim, bu salgının perde arkasını akıl süzgecinden geçirip, vicdan terazisinde tartarak, kendimize çekidüzen verelim.


Siz Corona salgınımıdır sanırsınız, bunca cana maal olanı, kıyıya vuran çocuk cesetlerinin sızlayışı, çöpten ekmek toplayan annenin yürek acısı, evine ekmek götüremeyip, intihar eden babanın kahır gözyaşı, gayri meşru yoldan doğrulan ve poşete konularak diri diri çöp kutusuna atılan bebeğin feryadı, gördüğümüz savaşlar, savaş değildir aslında, evinden, yurdundan  Sürülen, milyonların iniltisi, Afrika’da insanlar açlıktan ölürken, Avrupa’da ve yurdumda fazla yemekten hastalanmasının tezatı, adaletsizliğidir. Müslüman iki tarafın, tekbir getirerek birbirini katletmesinin, açık karşılığıdır. Çok su içiyor diye, binlerce deveyi katleden, sözde medeniyetin, pisliğin sonucudur. Ellerimizle yakıp, yıkıp, talan ettiğimiz doğanın, evsiz bıraktığımız dilsiz sayısızca aciz hayvanın, bedduasıdır. Heyelanlar, seller, yangınlar değildir sadece, belalar. Savaşta bütün ailesini Kaybeden Suriyeli yetimin ölmeden önce; sizi “Allah’a şikayet edeceğim” feryadının, Allah katında karşılık bulmasıdır.

En acısı da asırlardır Müslümansız kalmayan Kabe’nin, Allah tarafından Müslümansız bırakılıp, müslümanın kıblegahının tavaf vazifesinin ebabil kuşlarına verilmesinin, artık ümmetin tavaf etmeye layık görülmemesinin resmidir. İnsanlığımız kaybediyor , dünyada bunca zülüm vukuu bulurken, İlahi adaletin tecelli etmeyeceğini mi sandınız? 570 yılında sana şehrinde kulleys adında muhteşem bir kilise inşaa eden  Ebrehe, ihtişamlı Kilisesini gölgede bırakıyor düşüncesi ile Kabeyi yıkmaya giderken, develerine el koyduğu, peygamber efendimiz sallallahu aleyhi vesellem’in dedesi Abdülmuttalib’in develerini almak üzere Ebrehe ile giriştiği diyaloğu, unuttunuz mu? Ben Kabe’yi yıkmaya geldim, sen ise develerini düşünüyorsun diyen, Ebreheye hitaben; ben develerin sahibiyim Kabe’nin sahibi Onu korumaya gücü yeter deyişini ve akabinde Allah’ın izni inayetiyle ebabillerin, Ebrehe’nin devasa Ordusunu hüsrana uğratışını. (Fil suresi). Örnek alırsak, örnek teşkil edeceğimizi temenni ediyorum. Tacirler işadamları ne olursunuz şu her türlü olumsuzluktan fırsat elde etme huyunuzdan vazgeçin. Karaborsacılık hevesinizden vazgeçin, zira devam ederseniz kursaklarınızda kalacak.

Covit-19 salgınından önce beş liralık kolonyayı 25 TL’ye çıkaran işadamı, ana yurdu Türkiye olan sarımsağın 30 TL olan kilosunu 90 TL’ye çıkaran Aracılar bu sergilediğiniz, gayri ahlaki tutum, kulun hoşuna gitmediği gibi, Allah’ın da hoşuna gitmiyor. Bilin istedim.          

Araştırmacı/Yazar
Memet Raşit KILIÇ..

Yorumlar

fatih batur 4 Yıl Önce

muhteşem tesbit insanların Allahın rızasından uzak durmasının neticeleri bunlar Allah yardımcımız olsun

Remzi sarman 4 Yıl Önce

Musa bulut 4 Yıl Önce

Yüreğine, ellerine sağlık çok yerinde bir tespit olmuş...

Tüm Yorumlar