Devlet başkanımız sn:Recep Tayyip Erdoğan’ı sadece Türkiye için değil İslâm Âlemi için Allah’ın bir lütfü olarak gördüğümüzden canımız, malımız ve dahi ruhumuzla destekliyor ve mücadelesinde aktif bir şekilde yer alıyoruz..
Liderliğini takdir etmekle kalmıyor, Dünya devletleri muvazenesinde politikalarını destekliyoruz
İç ve dış politikada Türk Milletinin ve İslâm Âleminin sinelerinde fırangalanmış duyguları haykırarak ,eğik başlarını kaldırdığına, hakkın ve hakikatin sesi olduğuna, yerinin kati suretle kolayca doldurulamayacağına, kendisini hedef alanların milletin menfaatine olmayacağından,niyetlerinin sorgulanması gerektiğine inanıyoruz.
Siyasi iktidarın zirveye taşıdığı istikrarı zaafa uğratacak hareket kimden gelirse gelsin yanlış ve art niyetli olduğuna sizleri temin ederim. Ülkemizin münhasır medeniyetler seviyesine doğru koşarken, hızını kesen, garb, alemine karşı gardını düşüren, koalisyonlara ve milletin değerlerine düşman yönetimlere iktidar teslim etmek üzere göz kırpan oluşumların Rahmani bir gaye içerisinde olmadıklarına inanıyor ve bu oluşumlara karşı millet lehine mukabelede bulunması gerektiğine inanıyorum.
İtirazımız, yanlışa ve istismara karşıdır.
Körü körüne Cemaatçilik, parti sempatizanlığı, yada makam budalalığı yapılması telafisi na mümkün kayıp ve acılara sebep olacağından, Vatan evlatlarını, Anadolu çocuklarını bu gün bu amansızca mücadelede devletimizin ve devlet başkanımızın yanında yer almaya safları sıkı tutmaya davet ediyorum.
İktidarın temiz hadimlerine selam olsun. Bu kardeşlerimizde oynanan büyük oyunun farkında olsun ve nefislerine teslim olmayıp, milletin kendilerine açtığı sineye güvensin ve sığınsınlar.
Unutulmamalıdırki içerde ve dışarda yeni parti oluşumlarını destekleyenler kendi çıkarlarını korumak, ilelebet muvafak kılmak üzere, ülkemizi ve milletimizi bugün orta Doğu’da olduğu gibi telafisiz acılara gark edip, dünya hakimiyeti organizasyonun başının ve merkezinin kendi ülkesinde olmasını planlamaktadır.
ABD ve AB bugün Ülkemizde, İslam Dünyasında ve diğer coğrafyalarda, İslâm şuuru ile yetişecek yeni nesiller inşasında iddiası olan, yetiştirdiği dindar kadrolarla başta Osmanlı bakiyesi olan devletlerde, bürokraside bir güç oluşturan ve kendilerinin aleyhine İslâm Âlemi için çalışan bir iktidara müsaade eder mi? Etmeyeceğine mütabıkız e peki nasıl oluyorda ülkemizde yeni partilerin muvaffakiyeti amaçlanarak her türlü maddi ve manevi yardımı vermekten geri kalmıyorlar?
Sadece bu tesbit baz alınarak düşünüldüğünde milletin içerisine çekilmesi amaçlanan kaosu görebilir ve reaksiyon geliştirebiliriz.
Araştırmacı/Yazar
Memet Raşit KILIÇ.