Kategoriler

BAL TUTTU DİYE YALADIĞIN O PARMAK GÖZÜNE GİRSİN

Kapitalizme ruhunu satmış, kendince irfanı milletin duygu ve değerlerini istismar etmek olduğunu zanneden elitist zümrenin, kirli emmelerine ulaşa bilmek için her türlü gayri ahlaki senaryonu millete mal olacağı zarara rağmen kendine mübah gören bu sadist idareciler talan ettikleri milletin bütçelerinin milletçe hatırı sayılır ölçüde reaksiyon gösterilmemesi adına milletin değerlerini tahrip ederek, hükümranlıklarına seyirci bırakılmaya zorlanmıştır. Bu tahrip yöntemlerinden bir tanesi “bal tutan parmağını yalar “ şeklinde bir söylemi millete ata sözü diyip, milletin değerlerine düşman ederek, bilinç altlarından bir belediye başkanıdır, bürokrattır, müdürdür elinde imkanı var bütün akraba ve yakınlarını yönettiği makamın bütçesinden istifade ettirebilir, üst düzey yönetici olarak istihdam edilmesini sağlayabilir, dahası bu bütçeyle milyonluk araçlara binebilir, turublex yapılarda zefk-ü Sefa içerisinde yaşayabilir tarzında vicdan terazisinin mihengin den beraatını alamayacak kanaatlere sevk etmek istenmiştir.

Kıymetli kardeşlerim sizleri bu şeytani haslet sahibi insan müsveddelerine karşı uyarıyorum. Bu söylemin, insanlık ve millet menfaatini kapsayan hiçbir kerameti yoktur. Yalnızca kendi çıkarını ve günahlarını perdelemek için uydurulmuş ve hedef ettikleri tahribata üzülerek söylüyorum, ulaşmışlardır. Menfaatlerine aracı kıldıkları bu söylemin Türk Dil Kurumu’ndaki manası “İmkanları geniş bir işin başında bulunan kimse az da olsa bu imkanlardan yararlanır” evet yanlış okumadınız aynen yazdığım gibi.
Günümüzdeki en büyük sıkıntılardan biri değil, sıkıntının, nüsübetin ta kendisi, bu haksız faydalanmanın hatırına balı tutmak için sıraya giren, parmağını yalayacağı günlerin hesabına, zühdlerini tuzak gibi örerek, çalışıyormuş gibi görünen bu tabaka  hırsız, gaspçı, vatan haini diye bildiklerimizden, daha  mahsun değiller, sadece iyi perdeleyebiliyorlar kendilerini, herşeyde ahkam kesip, kimseleri beğenmeyip, en doğru, en dürüst, en sağlam karekterin kendinde olduğunu iddaa eden bu insanlık ayıplarının, iş çıkarlarına gelince, nasılda milletin yumuşak karnı niteliğinde olan ata sözlerini tahrip ederek icra etmiş oldukları ahlaksız istismarı meşrulaştırma işlemini profesyonelce beceriyorlar.

Hatta bazen, bu şeytani stratejistler, fırsattan istifade bir makam koltuğu kaptıklarında kendisine alternatif, dolayısı ile makamına tehlikeli gördüğü ehl-i hizmet Vatan evlatlarını tembellikle, becerisizlikle suçlar, yeri gelir asar keserler. Ancak söz konusu, kendileri olunca kamu imkanlarını gereksiz, haksız ve hoyratça  kullandıklarında bu durumun hakları, yada yapılan işin bir gereği olduğunu, asıl amacının hizmet etmek, daha faydalı  olmak istediği olduğunu unutarak anlatmaları, diğer insanların da bu durumu normal karşılanmasını amaç edinirler.
Efendimiz Nur Muhammed Mustafa (s.a.v)’in bu yalama heveslerinin bal gibi kıymetli bir tahamı, müplelalıklarına alet etmelerine tepkisi insanı ürpertecek cinstendir.
Zeyd b. Halid el-Cühenî’den (r.a) rivayet edildiğine göre Hayber Savaşında bir zat vefat etmiş, ölüm haberi Hz. Peygambere iletilince şöyle buyurmuştur: “Arkadaşınızın cenaze namazını siz kılın. Allah Resûlü, bu sözünü duyan ashabın renkten renge girdiğini görünce de şu açıklamada bulunmuştur: “O arkadaşınız, Allah yolunda hainlik yapmıştı (yani ganimet mallarından bir miktar aşırmıştı.).” Bunun üzerine ashab, ölen adamın eşyasını karıştırıp bakmışlar, Yahudilerden ganimet olarak ele geçen ve ancak iki dirhem ederindeki bir deri pabucu bulmuşlardır.

Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder”(kendi cebiniz ve imkanınızdan)”; hayâsızlığı, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor. Nahl 90.

Araştırmacı/Yazar
Memet Raşit KILIÇ…

Yorumlar