Sureten Müslüman görünen, ancak hiçbir zaman Müslümanlığın hiçbir icabını canı gönülden tatbik etmeyen, taklitte benzeri olmayan bireyler, yönetici oldukları beldelerde münafıklıkları gereğince, halkların ekonomilerini çökertir, kendi menfaatlerine kullanır, yandaşlarına ve aile talukatlarına peşkeş çekmek sureti ile zalim olduklarını kanıtlarlar.
Günümüzde şahit olduğumuz üzere, büyük bir ekseriyetle, belediye başkanları, bürokratlar ,yöneticiler, vs. Zevk-ü sefa içerisinde yaşar, devletin malını, milletin emanetini yandaşlarına peşkeş çeker başında emanetçi olarak bulunduğu belediyeleri aile şirketleri haline getirir, bu sebeple Kur’an-ı azzimuşşan’ da belirtilen zalim tanımlamasına karşılık gelir. Yani bizzat zalimdirler bunlar.
Allah Azze ve Celle bu hususta bizleri, şu şekilde uyarıyor: “Bir de zalimlere meyl etmeyin. Sonra size ateş dokunur. Sizin Allah’tan başka dostunuz yoktur. Sonra yardım göremezsiniz. (Hud Suresi ayet 113). Bu ayette “Velâ terkenû” ifadesi ile zülüm ve haksızlık işleyenlere karşı ses çıkarmayan, yalakalık, şakşakçılık etme, ifetsizliğine denilmiştir.
Yine bu ayeti kelimenin açıklamasında farklı tefsirlerde şu izahları gözlemledik.
1-Bir zulüm var ki, Allah celle celalühu onu affetmez.
2-Bir zulüm var ki, Allah celle celalühu affeder.
3-Bir zulüm var ki, Allah celle celalühu mutlaka hesabını sorar.
Bu delillerden anlıyoruz ki, Uluhiyet sahibi Rabbın (c.c)’lünün af etmeyeceği zulüm şirktir. Bu zulmün muhattabıda bizzat Allah’tır. Ve bunlar, milletin emanetine sahip çıkmayıp, milleti iktisadan muhtaç eden zalimler, önce Allah’a sonra millete ihanetleri sebebiyle şirkte olduklarını göstermişlerdir.
İmam Gazali bu hususta; zalimleri övmek, her hangi bir hususta destek vermek, dua etmek asla caiz değildir diye belirtiyor.
Bir hadisi Şerif’te zalime bekası için dua eden, Allah’a isyan edilmesine sevinen kimsedir, diye belirtilir.
Maalesef,( görevlerini gereğince yerine getirenler müstesna) belediye başkanları, yöneticiler, bürokratlar, idareciler, vs, lerin etrafına baktığımızda, bütün bu zülüm ve ihanetlerine rağmen, küçük hesaplarla menfaat umarak, onları öven, yanlarında yer alan, yalakalık, şakşakçılık, eden bir kitle görüyoruz. Evet üzülüyoruz. Oysa Nebi Sallallahüaleyhivesellem Müslümanı tabir ederken, “ kardeşine asla zulmetmez” diye buyuruyor.
Yinene Rabbul Rahman Kur’an-ı Azimuşşanda müminleri; onların bir zulme uğradıklarında, el ele verip yardımlaşarak, zulme karşı çıktıkları ve zulmü ortadan kaldırdıklarını buyurur.
“…Ancak iman edip salih ameller işleyenler, Allah’ı çok zikredenler ve zulme uğradıktan sonra yardımlaşanlar başka…” (Şura Suresi ayet 227)
Kardeşlerim bu ilahi deliller ışığında diyorum ki; makamları her ne olursa olsun, zalimlerin zulmüne yarar sağlamak; kitap, sünnet ve icma ile haram kılınmıştır. Bakınız; Devlet başkanımızın verdiği emek ve bedellere rağmen, millet zorluklarla yaşarken, belediye başkanlarının milyonluk makam aracına binmeleri dahi tek başına zalimliklerine delalet eder. Zalimlere meyl edenler, zulmün yayılmasını meşrulaştıranlar,zalimlere dalkavukluk, şakşakçılık, yapanlar, Din-i Mübin-i İslama bu düşmanlıkları sebebiyle korkunç bir azaba müstahak olurlar. Bu kişiler hem bu dünyada, hem ahirette rezil ve rüsvay olurlar. Zulmün iki ucu vardır. Biricisi zalim, ikincisi mazlum, zulmeden zalim, zülüm gören mazlumdur. Ancak zulme rıza gösteren de zalimdir. Mazlum zulme karşı direnmemeyip, atalete düşüp, zulmü alışkanlık edinirse, oda maalesef zalimdir.
Bizim millet olarak bu zalimlere karşı Allah’ın emrettiği üzere; birleşip idare edildiğimiz makamlarınımızı istila eden bu zalimlerle mücadele etmemiz, en büyük vazifemizdir. Zira mazlumun vasfı zalimliğe evrilecektir. Allah zalim belediye başkanlarını, yöneticileri, bürokratları, ıslah eylesin. Bizi, devletimizi, milletimizi bunların ihtiraslarından,, aç gözlülüklerinden, zalimliklerinden kurtarsın ve korusun İnşallah.
Araştırmacı/Yazar
Memet Raşit KILIÇ…